Tüm İnsanlığın Aydınlanma Yaşadığı Bir Sınavdan Geçiyoruz!


Kristal Plus Gayrimenkul Broker'ı Kıymetli Sibel Taner Hacıoğlu, Covid sürecinde sektörümüzün durumunu değerlendirdi. 4 dakikalık okuma süresi ile harika bir makale.
Tüm İnsanlığın Aydınlanma Yaşadığı Bir Sınavdan Geçiyoruz!
 
2020 Mart ayı itibarıyla her sektörde olduğu gibi emlak sektöründe de çok daha zorlu bir sürecin içerisine girdik. Covid-19 tehdidi tüm dünyayı aynı anda sarmış durumda. 100 yılda bir karşılaşabileceğimiz bu olay karşısında bizleri en çok tedirgin eden şey belirsizlik… “Önce Sağlık” deyişinin neyi ifade ettiğini çok daha derinden kavradığımız, tüm insanoğlunun aydınlanma yaşadığı bir sınavdan geçiyoruz adeta. Bu sürecin geçeceğini her birimiz çok iyi biliyoruz; en sağlıklı şekilde atlatmayı ve çok daha aydınlık sağlıklı bir geleceğe çıkacağımızı temenni ediyoruz.
 
Karantinanın getirdiği ekonomik belirsizlik en az pandemi kadar tüm sektörleri tehdit ediyor. Havacılık, seyahat, turizm, eğlence sektörleri başta olmak üzere büyüğünden küçüğüne tüm şirketler yaşam mücadelesi veriyor. Hükümetler merkez bankalarının para basmasıyla öteleme politikasını seçip geçici çözümler üretmeye çalışıyorlar. “Biz bize yeteriz” ilkesine burada ihtiyacımız var; içe dönmeli, üretime önem vermeli, ithalatı azaltmalıyız. Ülke olarak ayağa kalkabileceğimiz çok güçlü bacaklarımız var; hayvancılık ve tarım en güçlü kaslarımızdan. Bu kaslarımızı tekrar güçlendirmeliyiz. Turizm sektörüne sahip çıkmalı iç turizme yönelmeliyiz, tüketim alanında milli ve yerli olanı tercih etmeli, biz bilinciyle sahiplenmeliyiz. 
 
 
 
 
Gelecekte, bilişim teknolojileri, endüstri mühendisliği, biyoteknoloji daha çok önem kazanacak sektörler. Start-up’lar bu dönemde mevcut müşterilerine odaklanmalı ve yeni ürünler geliştirmeli, dünyaya pazarlamalı. Bu yeni dünyaya ve dijital dönüşüme çok iyi hazırlanmalıyız.
 
Çözümle, direnç kazan, yeniden başla, yeniden tasarla ve reform yarat…
Bu 5 adımla oluşan aksiyon planı ile Corona salgınının yarattığı kriz ortamından güçlenerek çıkabiliriz.
 
En büyük sıçramalar hep kaos ortamlarında ortaya çıkmıştır, bunu umutla hatırlamak lazım.
Virüs'ün etkilerini rahatlıkla görebiliyoruz.
 
Yatırımcılar kısa süreli projeksiyonlar yerine uzun vadeli riskleri değerlendirmeli. Dövizdeki artışın yakın zamanda düşüşe geçeceği tüm ekonomistler tarafından yorumlanıyor. Borsadaki kaygan zemin kısa vadede belirsizliğini sürdürecek. Altın kriz anlarında her daim artış ivmesinde olacak, krizden çıkışta reel değerinde sabitlenecektir. Yatırımcılar her zaman olduğu gibi yine en güvenilir yatırım aracı olan gayrimenkulü tercih edecektir.
 
2019’da adım adım iyileşme yaşayan gayrimenkul sektörü profesyoneli olarak, 2020 yılına çok ümitli başladığımızı söyleyebilirim. TCMB’nin geçen yılın ikinci yarısından itibaren kademeli olarak faiz indirim sürecine girmesi, konut kredi faizlerinin de gerilemesine neden oldu.
 
TUİK verilerine göre bu yılın Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsayan ilk çeyrekte, toplam 341 bin 38 konut satıldı. Bu rakam, son 8 yılın en iyi ilk çeyrek performansı oldu. Konutların 113 bin 615’inin Ocak’ta, 118 bin 753’ünün Şubat’ta, 108 bin 670’inin de Mart’ta satışı gerçekleşti.
Satılan bu konutların yaklaşık 130 binini ipotekli satışlar oluşturdu. Ocak ayında 42 bin 237, Şubat’ta 43 bin 733 ve Mart’ta 43 bin 329 ipotekli konut satışı yapıldı.
 
Oransal olarak bakıldığında da, virüs faktörünün 2020 yılına etkisini rahatlıkla görebiliyoruz. Ocak ve Şubat aylarında, bir önceki yılın aynı aylarına oranla %50’nin üzerinde artış gösteren konut satışları (Ocak 2020 %55,8 ve Şubat 2020 %51,4), Mart ayında sadece %3,4’lük bir artışta kalmıştır. Bunu yeni (ilk el) konut satışları şeklinde karşılaştırdığımızda ise maalesef daha acı bir gerçek ortaya çıkıyor. Ocak ve Şubat aylarında ortalama %16 artış gösteren yeni konut satışları, Corona’yı sıkı bir şekilde yaşamaya başladığımız Mart ayında ise bir önceki yılın aynı ayına göre %22,8 oranında azalmıştır.
 
 
 
İşsizliğe emlak sektörünün kapı açacağı inancındayım.
 
Konut kredi faizlerinin aylık bazda yüzde 0,94 - 0,95’ler seviyesine kadar düşmesi, uzun zamandır birikmiş talebi harekete geçirmişti ki, karantina önlemleri sektörün gidişatını değiştirdi. Her kriz döneminde olduğu gibi emlak sektörü karantina günleri sona ermeye başladığında yine ciddi atağa geçecektir. Maslow’un temel ihtiyaç hiyerarşisinde ilk basamak beslenme, ikinci basamak barınmadır. Dolayısıyla gıda sektörü ve gayrimenkul sektörü her daim aktif ve hareketliliğini sürdürecek sektörlerdendir.
 
Bu süreç insanları mental olarak  değiştirecek, yaşam şekillerimizde , davranış modellerimizde farklılıklara sebep olacak. Bu da yaşam alanlarımızı değiştirme ihtiyacı uyandıracak. Köyden şehire akımının, şehirden köye doğru yer değiştireceğine inanıyorum. “Evdekal” günlerimizde evlerimizin dört duvar olmasının özgürlüğümüzü ne derece kısıtladığını çok iyi anladık çünkü. Evi otel gibi kullanan hayatlarımız geride kaldı. Sektörün büyüme ivmesine paralel olarak yeni profesyonellerin de aramıza çokça katılacağını düşünüyorum. İş hacmini karşılayacak yeterli insan gücüne ulaşamamış, her daim ihtiyaç olan bir sektör emlak sektörü. Kapanan işletmelerin, ayakta kalmak için küçülmeye giden şirketlerin oluşturduğu işsizliğe emlak sektörünün kapı açacağı inancındayım.
Pandemi sürecinde talepler azalmış olsa da, tüm iş süreçlerimizi, mevzuat gereği tapu ve noterdeki imza süreci harici, dijitale taşıdık. Hijyen tedbirlerimizi alarak hizmet vermeye devam ediyoruz. Evde olduğumuz süre içerisinde ekip arkadaşlarımızla beraber mesleki ve kişisel gelişim eğitimlerimize dijital ortamda olmak üzere ağırlık verdik. Tüm ekip arkadaşlarımızla beraber en zengin portföy havuzumuzla müşterilerimizin taleplerine hızlı çözüm üretmek adına daima hazırız.
 
Virüsü yenmemiz an meselesi, bu süreç yakın zamanda bitecek. Biz eve kapandığımız bu günlerde bekleyerek zaman öldürmeyi seçersek sadece kurban oluruz. Hızlı bir şekilde mevcut koşullara adapte olmalı, üretmeye ve kendimizi geliştirmeye devam etmeliyiz. Ben değil biz bilinciyle hedefler koymalı ve evde geçirdiğimiz bu dönemi en verimli hale taşımalıyız. İnsanoğlu zorlukla mücadele etme, yaşam mücadelesi verme, sorun çözme, belirsizlikleri belirli hale getirebilmek için yeni teknolojiler üretme dürtüsü ile binlerce yıldır hayatta. Korkmasına rağmen cesaret edip harekete geçen tek canlıdır insan. Beden boş kalırsa beyinde boş kalır.  Şimdi tam da harekete geçme zamanı.
 
Yeni dünyaya açılacağımız bu süreçte çalışan, azmeden, üretmeye devam eden, yenilikleri keşfeden, hazır olanlar geleceği şekillendirecek. Bugünler geçsin diye bekleyenler başkalarının planlarını yaşayarak seyirci kalacak. Seçim sizin geleceği yaratanlardan mı yoksa seyircilerden mi olacaksınız bugünkü tercihinize bağlı.
 
Ömrümüzden uzun hayallerimiz olsun...
 
Sibel Taner Hacıoğlu
Broker
Kristal Plus Gayrimenkul

 
 
 
 

© Copyright 2025. KR TÜRKİYE Her hakkı saklıdır.